Agorafobi, kişinin yalnız başına sokağa çıkmaktan, yalnız kalmaktan, kalabalık ortamlarda bulunmaktan dolayı yoğun kaygı duyması olarak ele alınabilir. Kalabalık ortamlar denildiğinde nerelerden bahsediyoruz? ‘’ Sinema, köprü, pasaj, tünel, otobüs, pazar yeri vb. ‘’. Kişi bu tarz ortamlarda bulunduğunda veya bu ortamlarda bulunduğunu düşündüğünde aslında başına bir şey geleceğine, yardımsız kalacağına ve rezil olacağına dair yoğun kaygıların egemen olduğu ve işlevsiz düşüncelerin hakim olduğu bir süreç yaşar. Kişi yoğun olarak geçirdiği sürece bedensel bazı tepkiler eşlik edebilir. Örneğin titreme, çarpıntı, baş dönmesi gibi.
Agorafobiye şöyle bir baktığımızda en çok panik bozukluk ile birlikte görüldüğünü söyleyebiliriz. Bu süreç aslında kişinin panik ataklarını geçirdiği yerlerde tekrardan atak geçirme korkusuyla oluşmakla başlar. Kişi atak geçirmemek adına kaçınmalar oluşturur ve mekânsal kaçınmalar bir süre sonra kendisinin gidebileceği alanlardaki daralmalara sebep olur. Nitekim kişi belli bir süre sonra evden çıkmaktan korkuyor duruma gelebilir.
Belirtilerin ele alındığı örnek metinde agorafobi sürecini izleyebilirsiniz. Şunu belirtmek isterim ki kaygıların yoğunluğu ve kaçınma davranışı gösterilen alanlar kişiden kişiye farklılık göstermektedir.
Hayır, mümkün değil! Yalnız kalmamam, dışarı yalnız çıkamam, kalabalık yerlerde dolaşmamı kimse beklemesin ben bunları yapamam. Asansöre binemem ben kalırım kimsede yardımıma koşamaz, vapura binemem bayılır kalırım ve bayılırsam eğer rezil olurum. Paniklersem sakinleşemem tıkanır kalırım ve herkes üstüme üşüşür. Hayır! Rezil olmak istemiyorum bu yüzden evden çıkmamalıyım. (Örnek metnidir)
Üstesinden gelmek için..
Agorafobisi olan kişinin zihninde kendisini iyi hissetmeyeceği ortamlara girmemesine dayalı düşünceler yatmaktadır. Girdiğinde geçireceği panik ataklara kesin gözüyle bakması ve kendi güvenli alanının dışına çıkmaması için gerekli tüm düşünceler kendisinde mevcuttur. Kişinin düşüncelerindeki hatalı noktaları fark etmesi ve atfettiği düşüncenin içeriğini sağlıklı ve işlevsel hale getirmesi agorafobinin üstesinden gelebilmesinin en önemli ve sağlam adımı olacaktır.
Düşünce hatalarının fark edildiği noktada ikinci adımı atmak yani ‘’davranışa dökmek’’. Güzel günlere çıkacak son engebe denilebilir. Kaçınılan ve korkulan ortamlara ait az korkulandan çok korkulana doğru bir tablo yapılabilir ve koyulan mekânsal hedefler birer birer başarıyla gerçekleştirilebilir.
Bunlardan sonra ise Merhaba Meydan. Dik duruş ve kocaman bir kelime ‘’ Korkmuyorum’’.
Sağlıklı Günler
Yazar:Uzman Klinik Psikolog Fulya ÇELİK